Güneş batıyordu. Deniz çekiyordu içerisine büyük ışıltıyı, alizarin rengini alıyordu gök. O rengin içerisindeydi adam; zihni denizin tuzuna hapsolmuş, gölgesi dalgalara iltica ediyordu.
Gün oldu, bir rüzgâr doğdu kısır topraklarında. Mucizesi o kadındı, biliyordu. Rüzgâr, yatağına koşan bir nehirmişçesine aktı kadına doğru ve kadının dudaklarına usulca dokundu. Dudaklarına, yanaklarına, saçlarına ve parmaklarına.
Şimdi, rüzgârın bulutlarca öteye götürdüğü bir yerdeydi adamın ruhu.
Siz: hocam ben yapamıyorum
Siz: valla olmuyor
Siz: azcık yiyeyim ya nolur
Siz: vallahi bakın söz yemicem bi daha
Siz: tatlıyı yasakladınız anladım
Siz: ama bari azcık baklava yiyeyim
Diyetisyenim: olmaz bence.
Diyetisyenim: baklavada kalorili
Siz: öldürmek istiyorsun beni hocam