Oyunu durdurup, hemen yanı başımda ayakta duran Ali'ye çevirdim bakışlarımı.. Elimi çenemin altına koyup düşünür gibi yaptım, kısa bir an.. Sonra aklımdan geçen fikri, öne sürdüm..
''Asalım.!''
''Ne!?''
''Ya da parmaklarını keselim.''
''Ne!? Yapma yenge gözünü seveyim..''
''Kimin gözünü seviyorsun lan sen.!!'' diyen Ali, tek hamlede Ömer'i yerden kaldırıp kolunun altına aldı..
''Yok abi.. Yanlış anladın.. O anlamda..''
Ali, Ömer'in başını yere doğru eğip, kaldırmasına fırsat vermiyordu.. Ömer'de Ali'nin gücüne direnmeyi bırakıp, zeminle bakışma evresine geçti..
''Dilini koparalım o zaman..!'' diyerek hızla yerimden kalktım ve sevinçle alkış tutmaya başladım..
''Oha be yenge.! Bu adam senin ağzından çıkacak her şeyi yapabilecek potansiyelde.. Yapma, etme.. Kulun köpeğin olayım.. Bağışla beni..''
Ömer'in korku dolu sözlerine gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.. Ama bakışlarımızda bir çok anlam yüklüydü.. İlk defa bu kadar uzun bakıyordum gözlerine.. Ömer'in çırpınışlarını boşverip, birbirimize odaklandık..
(Kurgu tamamen kendime ait olmakla birlikte, çalıntı halinde hukuki yollara başvuracağımı belirtirim.)
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."