Mahrum kalmak birilerinden, bir şeylerden hatta birçok şeyden. Muhtaç olmak birilerine, bir şeylere, bir çok şeye. Sevgiye muhtaç olmak. İtiraz bile etsen acıya hoşgeldin demek. Omuzlarına aldığın yüke meydan okumak. Düşmek, kuyunun dibine düşmek ve kurtarılmayı beklemek. Ağlamak, anlam veremeyecek şekilde ağlamak. Günlere, aylara, yıllara meydan okumak. Tüm acıları tek bir sebebiyetle toparlayıp kafesinden özgür bırakmak. Sevilmek istemek, ama elini uzattığında sevginin başka yola sapması. Acı, sevgisizlik, kafanın içindeki duvarlara çarpıp duruyor.
Babasını kendi eliyle öldüren Çağıl, hayatının bu hale gelebileceğinin farkında değildi. Ağabeyi hapise girmiş, Çağıl tanımadığı bir adama emanet edilmişti. Sevginin ne olduğunu bilmeyen Çağıl, sevmeyi öğrenirken, sevgisizliği yaşamaya devam mı edecek?
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....