Akrep ve yelkovana tutsak olan ruhlar, kulakları doldurmayacak şekilde çıkan cılız çığlıklar.
Bir saatin içinde bilinmez bir yaşam var.
Duyuyor musun ölüm şarkısını fısıldıyor?
Kesik nefeslerin çürümüş ruhları, aciz bedenlere hapsoluyor.
Şarkıya eşlik et , dudaklarınla değil hislerinle.
- Ölüm seni çağırıyor. Gitmek istiyor musun?
- Evet mi ?
- Peki gitmek için nedenin ne ?
- Çünkü aşık oldum.
- Kime ?
- Ölümden başka hiç kimseye aşık olmayan adama.
Ölüm fısıldadı genç kızın bile duymayacağı bir sesle :
-" O benden çoktan vazgeçti. "
❄🌙
Hiçbirşey göründüğü kadar masum değildir.
Hiçbirşey gördüğün kadar da karanlık değil.
❄🌙
O, Kimsesizliğin kucağında,
Yalnızlığın soğukluğunu örtmüş üzerine.
Sessizliği dinlemiş ninni olarak.
O, Kalbinin yerinde boşluk hisseden biri. Kendisi vermemiş, kirli geçmişine yakışmadığını düşünmüş kalp ve terketmiş.
O, Sevdiklerinin yokluğuyla beslenmiş çoğu zaman, ölümü korkutmuş dünyaya ait olan nefesleriyle . Yıkılmamış yanındaki yalancı sıcaklıkları tek tek alırken.
O, Merhametsiz kendi canının yaralarına nefretini sarıp intikamını sürmüş merhem olarak.
Ama onun da kendine açıklayamadığı şeyler var !
Karşısındaki kızın ilk anda gördüğü masumiyeti gibi.
Ve O, sırlı bilinmezlik perdesi gerçeklerle yırtılana kadar pençelerindeki ürkek kıza aşık olmak üzere.
Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.