Yüzüme düşen yağmur damlalarını elinmin tersiyle hızlıca sildim.Avucumun içinde tuttuğum bilekliği sımsıkı kavramıştım.Parmaklarımın deli gibi kızardığını ve acı çektiğini çok iyi biliyordum.Ama kalbim çok daha fazla acı çekiyordu.Güçlükle son bir kez daha yutkundum. -Bir kez...Sadece bir kez adam olmayı beceremedin!!! Boğazımı yırtarcasına, düşen her bir yağmur damlasına meydan okurcasına haykırmıştım karanlığın içerisine.Boş caddenin ölümsüz sessizliğinden derin bir ayak sesleri gelmeye başlamıştı.Tam o anda ensemde hissettiğim bir nefes ve ıslak toprak kokusunu bozan o koku...Onun ölsemde asla unutamayacağım kokusuydu bu.Ardından kırmızı bir şemsiye başımın üstünde yerini aldı.Nefesim hızlanmıştı,kalbim yerinden çıkıp kaçacak gibi atıyordu. -Geldim...Senin için adam olup geldim.dedi. Prens gururunu yenip gelebilmişti.Ama onun prensesi çoktan ölmüştü...Artık çok fazla geçti...Sonra sanki oda bunu biliyormuş gibi biraz durdu ve zamanı durdurabilecek kadar değerli bir şey dedi. -Aşkı birlikte sevelim... ... 💜❄