"Sen benim siyahıma beyaz bir nokta değildin. Sen simsiyah gökyüzümde bembeyaz ve parlak yıldızlar gibiydin. Masum ve bir o kadar da göz alıcı." "Yıldız gibiysem niye Güneş doğumu?" "Gece kendini sabaha bırakır, güneş doğar aydınlanır. Senin bende doğma saatine az kaldı." ****** "Günlerden bir sonbahar günüydü." diye başlamayacağım hikayeye korkma. Yine sıcaktan isilik çıkaracağımız bir sabaha uyandı Papatya. Her ne kadar Eylül ayında olsalar da hava oldukça sıcaktı ve Papatya artık hırka, sweat shirt (yazamadım) giymeyi özlemişti. Kulağına kulaklık takıp, yağmurlu bir günde klip havasında dolaşmayı özlemişti. Ama o 2 gün sonra açılacak okulu ve yeni taşındığı evi için Damla ile alışverişe çıkmıştı. Hem de bu sıcakta derken kafasından soğuk bir sıvı döküldü sanırım... Gün Doğumunun ve Gecenin, ayriyetten de yaşanmışlıkların hikayesi. Başlık anlamını okudukça anlayacaksınız... Her ne kadar okunmayacakta olsa, bu benim hayal dünyamın hikayesi. Senin de bu hikayeme ve dünyama ortak olmanı diliyorumm.. Umarım beğenirsinizz...All Rights Reserved