Gerçekler her zaman göründüğü gibi değildir. Aldığın yaralar seni güçlendirir. Kendini korumak için dışına farklı oynarsın, gün gelir seni çözümseye bilen birisi çıkar ve oynayamazsın. Gurur yıpratır seni, zor olur ama anlarsın.
Taner, yanlış anlaşılmalar sonucu her fırsatta kalbini kırmaktan çekinmediği, hatta bir ara nefret ettiğini sandığı kızın kapısında, yüreği ağzında, kendisine birşey yapmasından ölesiye korkar şekilde, parmağını zilde basılı tutuyordu. Mümkün olsa kırardı kapıyı.
Yumrukluyordu. Acıyı hissetmeden yumrukluyordu kapıyı. Kalbi delice atıyor, nefesi kesiliyordu sanki.
Sonunda aralandı kapı. Beklemeden içeri girdi. Ayakta durmakta zorlanan narin vücudu ile önünde ilerliyordu Tuğçe.
Sendeledi kız. Kollarını beline sardı. İtiraz, hatta bağırışlar bekliyordu, bırak beni diye. Tuğçe sığındı adamın sıcaklığına teslim olurcasına.
"Odama gitmek.. Uyumak istiyorum.."
Odasına girdiğinde yerdeki resimler, içki şişeleri ve dağınık yatak çarptı gözüne. Ne yaşanmıştı burada. Yavaşça bıraktı kızı. Ağlamıştı, çok ağlamıştı. "Şişştt.. Tamam geçti, burdayım" dedi.
Tuğçe "Duyacaklarına hazır mısın?" diye sordu.