Sabahın ilk ışıklarıyla beraber sınırlı sayıda olan esnaflar dükkanlarını açmak için o sıcacık yataklarından çıkmış üç kuruş ekmek parası için çalışıcaklardı. Yakınlardaki barlar daha yeni temizlenmek için kapatıldığı için , şu rahat sesiz olması gereken sokağı içkiyi fazla kaçırıp barmenlerin onları uyandırmasıyla sarhoş bir şekilde evlerine gitmeye çalışan aptal sarhoşlar ile doluydu . Mini etekleriyle beraber küçükten büyüğe sürtükler ,kazanmış oldukları o iğrenç parayla evlerine gidiyorlardı bu yüzden kuş cıvıltılarını o iğrenç topuklu ayakkabılarının tok sesi kapatıyordu. Havaya içki ve sigara kokusu hakimdi. Benim yaşlarımda olan ve bu her sabah yaşanan göz kirliliğine umursamadan yürüyenlere, okulu hızla bitirip bu iğrenç mahalleden ayrılmaya gün sayanlar eşlik ediyordu, bir çoğu büyüğünce işsizlikten bu mahallenin karanlığına gömülücek ama diyerleri bu kıçı boklu mahalleden ellerinde iyi bir meslek ile kurtulup nesillerine bu iğrenç şeyleri tattırmamak için çalışıcaktı. Bense bunlardan hiç birini yapamadan kaderimi takip edeceğim. Ben Gökyüzü Taner bu mahallenin karanlığından ve aydınlığından en uzak köşede seçimlerini yapanları izleyen gizemli kız.