"Duman ! " diye haykırdım çaresizce yavaş yavaş arkasına dönerken
" Ne var ! " dedi. "Beni de götür Duman ne olursun " dedim. Sanki küçük bir çocuktum ve babamdan gittiği yere götürmesi için izin alıyordum.
" Benim takıldığım yerler seni aşar Mavi " dedi. Aslına bakarsan haklıydı Duman bütünüyle beni aşardı. Fakat bir şey vardı içimde , o -gel cehenneme gidelim Mavi - dese koşa koşa giderdim.
"Seni merak ediyorum Duman" her şeyini merak ediyordum, o benim umudum du bana yaklaştı ve
"Etme kızım etme ! Benim ismimden bile ne bok olduğum belli" diye bağırdı ve sıkıca kollarımdan tuttu artık daha yakındık aramızda sadece mm'ler vardı. Tekrar konuşmak için o güzel dudaklarını araladı.
"Senin ismin de belli , Mavi umudun simgesi " bu dediği ile cümleden sonra ismimden nefret ettim.
"Ve ben umut etmeyi uzun süre önce bıraktım Mavi , ben artık dibine kadar bataklıktayım , ben kalbimi umut ile zehirleyemem" dedi yüzünde büyük bir acı ile
"Biz birbirimize muhtacız Duman" dedim. Yine takındığı ifadesiz surat ile bastıra bastıra
"Ben kimseye muhtaç olmam " dedi. Sesinden kibir ve kendinden eminlik okunuyordu.
"Sen benim umudum da zehirlenmeye mecbursun, ben de senin dumanın da ölmeye " dediğim de Duman kop koyu kahveleriyle bana bakıp
"Bu dedigine pişman olursun" dediğinde ağzımdan çıkan tek cümle
"Ben doğduğuma bile pişmanım Duman, buna pişman olsam ne olur?" idi . Bana iyice yaklaştı ve
"Tanıdığım en cesur kızsın" dedi. Ve dudaklarıma o yumuşak öpüşlerini sundu...
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi a şmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.