Sakinleşmek için beklemesi gerektiğini biliyordu ama bir türlü bunu beceremiyordu. Titremesini kontrol edemediği bir sesle "Ben Efsun'um," dedi. Savaş Arhan sabırlı bir adamdı. Bu yüzden konuşmak yerine devam etmesini bekledi. "Ve karşımda duran bu adam beni sevmeyi kendine yediremiyor. Neden yoksa liseli bir kızı sevmek ağrına mı gidiyor?" Savaş içindeki yangını tutabilecek bir olgunluktaydı. Efsun'a dokunmamak için ellerini kumaş pantolonunun cebine soktu. "Seni anlıyorum," dedi ruhsuz bir sesle. "Sen hayatında hiç aşık olmamışsın. Ben de şimdi senin için sıradan bir lise aşkıyım. Yıllar sonra bu anlara gülüp geçeceğiz ama şuan beni anlayamazsın." Efsun'un kalın dudaklarından gür bir kahkaha yayıldı. Ağlamak üzereydi ve gözyaşlarını kahkahasının ardına saklıyordu. Ve ne yazık ki karşısındaki adamın onu çok iyi tanıdığının ayrıntısını göz ardı ediyordu. Tükürür gibi "Yıllar sonra yanımda sen olmayacaksın," dedi. Savaş Arhan'ın geçmişinde bile tek bir cümlenin kırgınlığı yoktu. Efsun bunu başarmıştı. Efsun devam etti; "Savaş Arhan odadan çıktığım andan sonra sen, benim hayatımın hiçbir anında olmayacaksın." Efsun'un odadan çıkıp arkasında ona deliler gibi sarılmak isteyen adamı yalnız bırakmadan önceki son sözleri bunlar oldu.All Rights Reserved