sevilen, sayılan, ölünen değerler uğruna
harcanan zamanlar alınan nefesler serilen bedenler yoluna
kırılan kalpler , aciyan vicdanlar bir hiç uğruna
tükeniyor
tuketiyor ruhlar bedeni, kaybolan gerçek hür bir aşk
tutsaklardan uzak , zincirlerini kırmış dört nala koşuyor. hayranlıkla izlenen bir masal zor bir sevda ile gerçeğe dönüşüyor.
alimi zalime ,zalimi alime yazan Rabbim kalbimin aynası sensin
ellerim göklerde bir tek dua ederim . zamanın en görkemli saraylarindan çıkıp selam edersen,
pencereleri açık disarilara kadar sarkan şarap kırmızısı perdelerin ardindan gecenin gölgesinde ve mehtabin ışığında aşkıma şahitlik etmek istersen gövdene sarılı o ihtişamlı tutsağı serbest bırak öyle gel...
Adam kucağında taşıdığı kadını yatağa bıraktı. Gecenin soğuğunda incecik geceliğiyle kaçmaya çalışan kadın titriyordu. Kimi kandırıyordu ki titremesinin sebebi soğuk değildi. Onun korktuğunu biliyordu. O sırada adamlarından biri istediği su ve bezi getirdi. Kadının önünde eğilip ayağına dokundu. Kadın ateşe değmiş gibi kaçmaya çalıştı ama onu ayak bileğinden tutarak buna engel oldu. Bezi ıslattı ve Zöhre'nin kaçarken yaraladığı ayağının altındaki kanı silmeye başladı. Canı yanan kadın hızla nefesini içine çekti ama konuşmadı. Yüzüne bakmıyordu.
''Neden kaçtın Zöhre?'' Cevap yoktu. ''Ayaklarını yaralamışsın.'' Kadının ayağına sürülen bez canını yakıyor olmalıydı. Ayağını çekmeye çalıştı ama Doğu izin vermedi. ''Kalbinin zayıf olduğunu biliyorsun.'' Dedi. ''Bunu sana sürekli hatırlatmam mı gerekiyor? Öyle koşmayı kaldırabilecek durumda değilsin. Kendine zarar veriyorsun. Bunu yapmandan nefret ediyorum.''
Fütade: Mübtelâ, tutkun, biçare, zavallı, düşkün, aşık.
!!!FÜTADE adıyla yazılan ilk kitaptır.!!!