Karşısında heycandan titreyen kadına açtı kollarını. İlk kez, hayatında ilk kez bir kadına kendi isteği ile kollarını açıyordu. Şuan ne olanlar, nede olacaklar adamın umrundaydı. Sadece kadının kolları arasına girmesini bekliyordu. "Olmaz. Yapamam" Adam sinirle ellerini yanındaki duvara geçirdi. Neden böyle yaptığını anlayamıyordu. Nasıl ona deli gibi aşıkken ve bunu kaç kez dile getirmişken, karşı koymaya çalışır. "Saçmalamayı kes ve yanıma gel" "Bak seni seviyorum. Evet, bunun arkasında daima duruyorum zaten. Fakat ben evliyim. Seninle birlikte olamam, kocamı sevmesem bile, ona ihanet edemem" Kaçtığı gerçeklerle yine yüzleşen adam sinirle elini ard arda duvara geçirdi. Boktan bir durumun içindeydiler. Ne ileri gidebiliyor nede çıkamak için bir hamle yapabiliyordu. Adam derin bir nefes alıp kadının karşısına dikildi. "Sadece yanımda yat. Zarif bedeninin kollarımla sarmalanmasına izin ver. O baş döndüren, uyuşturucu gibi, çektim mi daha fazlasına muhtaç kaldığım, lavanta kokunu içime çekmeme izin ver Ay tenli Kadın." Kadın, kendinden geçmiş bir şekilde ruhunu adamın kollarına bıraktı. Adam ise bunu fark etmiş gibi burnunu kadının boyun girintisinde gezdirdi. "Tenin Ayı utandıracak kadar güzel"