Sessiz kalmak, kurulabilecek her cümleden daha çok şey söyler. Ama bazen rüyalarından kaçarken çıkardığın çığlıkları duyurman gerekir. Alışılmışın dışında, elinin silah tutması gerekir. Ateş edecek, tetiği çekecek kadar cesur olman gerekir. Çünkü bunlar olmazsa, hayatta kalamazsın.
"Gaza basmaktan korkma, ısırmaz." dedi alaycı bir ses tonuyla. Sürücü koltuğunda oturduğum son model arabanın gücü, dışarıdan göründüğünden çok daha fazlaydı. Vahşi, saldırgan bir hayvan gibiydi.
Gözlerimiz birleştiğinde suratında bir ifade yoktu ama ne yapacağımı merak ediyor gibiydi. Ayağımın üzerinde durduğu gaz pedalına yavaşça bastırdım. Araba güçlü bir şekilde hareket etti. Hız hoşuma gitmişti. Bastıkça basıyordum. Direksiyonun arkasından gördüğüm sayılar artıyordu.
100...
110...
130...
140...
150...
O kadar zıtlardı ki, biri kor iken diğeri serinleten bir içim su gibiydi.
İşin aslı da buydu zaten. Denge zıtlık gerektirirdi. Yanarsan denge bozulur, yakarsan tek kalırsın. Onu olduğu gibi b ırak, avuçlarına dolsun. Seyre dur, sustuğun zamanların acısını o çıkartır.
**
Genç kız, ölen babasının hattını kapatsa dahi yazmaktan vazgeçecek gibi durmuyordu.
Tek tik çifte döndüğünde kader çizgisi onun için bir kez daha kırıldı.
☯
"Susma. Çünkü dudağının üstündeki o çukur derinleştiğinde istesen de konuşamayacaksın."