İki bedenin ansızın ruhundan acımasızca koparıldığı o gün başladı her şey. Bugüne kadar onlarca şey yaşamış, usul usul atmakta olan kalplerin ahenkli ritmini yitirdiği o gün, öfkeyle harmanlanmış bir nefret doğdu yeryüzünde.
Ve o nefret, ruhu büsbütün acıya bulanmış bir genç adamın ela harelerine düştü.
Ölüm; yalnızca bir kişinin değil, onlarca canın nefesini kesmişti.
Zihnini her saniye meşgul eden, buz tutmuş yüreğinde büyük arbedelere sebep olan duygularına kilit vurdu Adam. Bekledi. Gözlerini açtığı her sancılı gecenin aydınlık olmayan sabahına kadar uzunca bir süre bekledi.
Sonra bir gün ansızın aldığı bir haberle, içinde harlanan ateşini kendi külden kalbiyle söndürecek olan masum canı buldu. Her şeyden habersizce kapatıldığı akıl hastanesinde sağlıksız olduğu söylenen zihnini korumaya çalışan kadını atıldığı cehenneminden çekip çıkardı.
Ardından bir sahife aheste aheste süzüldü semadan ve onların kaderini birbirine yazdı...
⛓️
Bugün ona ikinci kez uzatılan yabancı ele baktı. Zihnine usul usul fısıldayan sesine kulak vererek gözlerindeki donuk ifadesiyle titreyen, soğuk elini ona uzattı. Narin eli, sıcak yabancı iri elin arasında kaybolduğunda bakışlarını birleşen ateş ve buzdan çekmedi. "Duru." dedi hissizce isminin dolgun dudaklarının arasından özgür kalmasını sağlayarak. Mavi irisleri ela hareler içinde tıpkı elleri gibi birleşti, orada kayboldu.
⛓️
*Bu isimle yazılmış ilk kitaptır*
© TÜM HAKLARI SAKLIDIR.All Rights Reserved