Eski bir liderin yeniden doğuşu...
Kısaca ona Cey derler. Bu şehrin eski lideri. Onu liderlikten alan şey ise seçimiydi. En yakın arkadaşını kaybetmesiydi. Arkadaştan geriye ne kalır? Söz kalır, emanet kalır.
Işıl, abisinin emanetiydi, sözüydü. Dik başlı olması, Cey'i biraz zorluyordu. Yeni liderle arasının açılmasına sebep olacak ve ortalık karışacaktı. Bir tarafta Liderin halkı olacaktı. Bir tarafta Cey'in halkı olacaktı.
Bu şehir kusursuz değildi. Her pisliği barındırıyordu. Suçlusundan suçsuza, maddeden insanlara, sokak aralarında ki yaşanan her şeyine kadar. Çünkü bu şehir çöplüktü.
Cey'in deyimi ile, "Burası kıyametin eşiği, ölüm kurtuluştur."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...