sadece iki kelime,ama anlamı büyük,fazla büyük-"seni seviyorum",bu kadar büyük bir anlamı iki kelimeye nasıl sığdırır insan,bu kadar büyük bir his nasıl sığar o küçük kalbe,anlayamıyorum,sığdıramıyorum.
17.yaşgünümden beri anlayamıyorum,sığdıramıyorum.
Özlüyorum.
Ama bundan kötüsü,artık "seni seviyorum" diyemiyorum,doğru değil çünkü,doğrusu ne mi peki?
"Sana aşığım."
seni seviyorumun anlamı bile fazla gelirken bana, bunla nasıl başa çıkabileceğimi henüz bilmiyorum.
Belki de bir mucize olur-17.yaşgünümde bunu diliyorum,bir mucize.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...