"Sitare'nin manası nedir?" diye sordu genç adam yarım Türkçesiyle. Genç kadın hafifçe gülümseyerek cevap verdi. "Kayan yıldız demek."
"Gökyüzüne bakın Sitare Hanım, bizde derler ki, ne zaman bir Türk ölse, bir yıldız kayarmış." dedi hasır şapkalı adam yüzünde bir gülümseme, fakat acı bir ton ile. "Türk kökenli birinin göçüp gitmesi, yıldız kayması kadar uğurludur yani."
"Siz Rumların ne garip inançları varmış öyle beyim, yıldız kaysa da tüm ihtişamıyla yıldız değil midir herkes için?" diye konuştu kız bu uğursuz lafın üzerine.
"Hayır, herkes için değil." diye yanıtladı onu genç adam, Helios. Fakat bu kez yüzünde hüzünden, dilinde sivrilikten eser yoktu. Güneş gibi parıldayan gözleriyle baktı yanındaki yıldız gözlü kıza. "Benim yıldızım yanımda duruyor."
***
20. yüzyılın başlarında tüm ihtişamı ile parıldayan Sitare Hanım, idealist bir komutanın kızıydı.
İsyan dönemlerinde Rum asıllı asi bir yazar, hayatını ne kadar etkileyebilirdi ki?
Savaşın perde arkasında kalan bir aşk hikâyesi.
***
Tüm hakları, Sitare'nin gözyaşlarında saklıdır.
Genç bir kadının yeniden varoluş hikayesine hazırmısınız?
Ceylan'ın yolu ormanının kralı Aslan'la kesişmişti Aslan Karasinar'la.
Bir oyun kurulmuştu içinde masumların zarar görmesinden zerre çekinmeyen bir tilki ve masumları canı pahasına koruyacak bir Aslan vardı. Peki sizce kim kazanır bu oyunu, gerçekten kötüler her zaman kazanırmıydı?
!! Yaş farkı içerir !!