Karanlık. Yerde kırık cam parçaları vardı. Nereye doğru gittiğimi bilmeden delicesine kaçıyordum. Geçmişimdeki kalp kırıklıklarım birikmiş, ayağımı kanatıyordu. Ben koştukça, bedenim ruhumdan süzülüp gidiyordu. Hızlanmıştım. Hızlandıkça kahverengi saçlarım uçuşup, görüş açımı engelliyordu. Bir ses, beni kovalıyordu. "Hazal, dur!" Daha da koştum her şeye, herkese inat. Gözlerimden akan yaşlar, rüzgardan dolayı hızla akıp gidiyordu bedenimden. Kurtulmak istiyordum. Annemden, babamdan, canımdan çok sevdiğim o adamdan, kısıtlanmalardan, sorgulanmaktan ve bu aptal dünyadan. Zihnimdeki sesler, başımı döndürüyordu. Yorulmuştum, ama durmayacaktım. Bacaklarım sızlamaya, karnım ağrımaya başlamıştı. Etrafımda ağaçlar vardı. Bir sonbahar günü dökülen yapraklar, yeri bir ressamın kalemi gibi boyuyordu. Gökyüzü kara bulutlarla kaplıydı. Bir gürültü, kulaklarımı çınlattı. Deniz kokusu burnuma kadar geliyordu. Karşımda uçurum vardı. Ve bir adım ötemde, kurtuluşum.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.