Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır . Adam arka tarafa biner. Şoför: Eee hemşerim kimsin, nereye gidersin? der... Yolcu: Ben Azrailim, canını almaya geldim der... Şoför alaycı bir tavırla: Sen mi Azrailsin? Ya, senin gibi Azrail olur mu hiç?
Yolcu sakin bir tavırla: Sen daha önce Azrail gördünmü de tarif ediyorsun. İnanmadın bana öylemi? Şoför: İnanmadım tabii, der.
Yolcu: O zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın. Gerçekten de adamın dediği gibi, şoför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır. Ama yolcu ön tarafa oturur.
Olaylar bundan sonra daha da ilginçleşir. Şoför, yanındakine: Eee sen kimsin?
Nereye gidersin? der. Öndeki: Ağabey, beni merkezde bir yerde indirirsen çok sevinirim, adım felanca der. Şoför: Yav şu arkadaki adam, bana Azrailim diyor görüyon mu şu herifi hem iyilik ediyoz, hem de dalga geçiyor zibidi, der... Öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur... Öndeki: Ağabey, arkada kimse yok ki. Şoför hışımla arkaya bakar ve; Kör müsün be adam arkada oturuyor ya der... Öndeki arkaya bir daha bakar ve:
Ağabey, senin kafan iyi mi, yoksa dalga mı, geçiyorsun? der ve bu sefer arkadaki söze girer. - Gördün mü? Öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir. Şoförün bir anda dizlerinin bağı çözülür, bet beniz atar. Arkadaki şoföre: Haydi, Arabayı kenara çek, 2 rekat namaz kıl canını alacağım, der.
Şoför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve namaz kılmak için iner arabadan... Sonra... Sonra ne mi olur?
Tabi ki adamlar arabayı aldıkları gibi kaçarlar.. :)
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...