Annesine sonsuz bir şekilde seven, babasından nefret eden bir kız...
Annesinden nefret eden bir çocuk babasını ise her şeyden çok seven bir çocuk...
Gülmeyi seven, güldürmeyi daha çok seven, deli dolu bir kız...
Gülmekten de güldürmeyi de sevmeyen bir çocuk...
Hayal kurmayı ilkesi edinen renkli bir kız...
Hayallerin gerçek olmayacağını bilen ruhsuz bir çocuk...
Hiç bir şeyi kafasına takmayan umursamaz bir kız...
Acımadan yoksun ruhsuz bir çocuk.
Sevdikleri için canını bile verebilecek bir kız...
Hiç kimseye çok değer vermeyen bir çocuk...
Kendi kafasına göre takılan. Dik başlı bir kız...
Otorite sahibi. Kendi kurallarını herkese uyduran bir çocuk.
Evren Akkaya. Annesi babası tarafından hiç sevilmediği için ve bu yüzden kavgalar ettikleri için zorlu bir hayat yaşıyordu ki annesi gözleri önünde intihar edene kadar. Olaydan sonra konuşmaz oldu. Depresyondaydı ama onu bu durumdan canından çok sevdiği arkadaşları çıkardı.
Savaş Demir. Annesi onu, ağabeyini ve babasını ortada bırakınca annesinden nefret etmeye başladı. Ağabeyi onun dayanağıydı. Babası ise hala annesini düşünüyor. Hayatı zorluklar ik geçti. Abisinin baskıları, babasının sadece iş düşündüğü ve oğluna bakmaması...
Yolları kesişir ve birbirlerine kuvvetli bir şekilde çekilmeye başlarlar.
İki farklı insan...
Onların tek ortak noktaları birbirlerinden bu kadar farklı olmaları.
Ay Vallahi kitabımı çalan, hikayeyi uyarlayan olursa ilk başta çok güzel söverim sonrada gerekeni yaparım.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...