sene 2005 yılları... 11 yaşındayım. yaşadığım yere 25 km. uzaklıkta insuyu mağarası var. oraya gezmeye gittik ailecek. piknik alanı var orada mağarayı gezdik alana geldik. yakınımızda yabancı turist bir aile var. hatta karavanları bile var. bir şekilde abim ingilizce iletişim kurmaya çalıştı onlarla. eee abim ingilizce konuşur da elin hollandalısı durur mu yapıştırdı ingilizceyi o da. neyse bu aileyle aynı masada toplanıp sohbet ettik. sohbet derken tercümanlığı abim yapıyor. aile evimize misafir olma talebinde bulundu. biz kabul ettik tabii. neyse kısa bir süre daha oturup koyulduk yola. onlar karavanlarıyla biz arabayla. eve vardık. bu arada onlar bir baba bir anne 2 çocuktan oluşan tam standart bir aile. biri kız biri erkek. erkek olan 14 yaşındaymış kız 18. akşam yemeği vakti geldi. bu arada annem sordu ne yersiniz diye? baba, teşekkür ederiz ikramınız neyse onu yeriz dedi. fakat erkek çocukları çıkıntılık yaptı patates yicem dedi. annem ona özel patates kızartması yaptı. onu da burun kıvırarak yedi zaten. neyse yemek yendi. yine başladı ingiliççe muhabbet. adam evimizi küçük buldu. small small diyor sürekli. yani ben bile az buçuk ingilizce dersinden öğrendiklerimle anladım abimin tercüme etmesine gerek kalmadan. ya biz olur mu dedik 120 m2 standart bir apartman dairesi. tamam büyük değil ama normal yani... neyse kısa keseyim. ya işte çay kahve tanıtım türklük-hollandalılık derken gece bizim evde yatıya kaldılar. ertesi gün öğlen gibi karavanlarına binip gittiler... hoş bir gün geçirdik işte. bu da ilk turist deneyimimdir.All Rights Reserved