Kütüphanedeki kitaplarla ördüğü duvarları çöküktü, tıpkı bir cennet gibi çöküyordu.
Piyanosunun tuşlarıyla döşediği yolları yarım yamalaktı, tıpkı ruhu gibi dökülüyordu.
Refakatçılık ettiği kalbi henüz yirmisindeydi lâkin bir huzurevinde yatıyordu.
Rapsodi Karaarslan, bir maça asının içindeki adrese düştüğünde bunun bir ölüm labirenti olduğundan habersizdi.
Rapsodi Karaarslan, bir bahse kurban edilmiş olan Akrep Cebren'in avuçlarındaki ringe düştüğünde o ringde kalbini, en aslı ruhunu bırakacağından habersizdi.
Haberler, uçan kuşlarla yayıldı.
Bahisler, binbir gece masallarına döndü.
Yumruklar, kumar masalarında bilardo topları gibi savruldu.
Bir maça ası, cehennemin ateşiyle harlandı.
Bir kupa kızı, şeytanın evlatlarına gebe düştü.
Cennet çöktü.
Dinle, bu cennetin çöküşü...
Bu, cennet çöküğü.
Q
11 NİSAN 2015
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...