Taehyung 7 yaşında bir çocuktu. Tabi ona sorsak çocuk değildi, 7 yaşında bir çocuğun bedenine sıkışmış yetişkin biriydi. Ama biz bu şekilde anlatalım. Yapmayı en çok sevdiği şeyler; Jimin'e kitap okumak, Jimin ile oyun oynamak, Jimin'e yemek yapmak -yemek yapamıyordu-, Jimin ile dans etmeye çalışmak. Kısaca Jimin ile bir şeyler yapmak. Onunla yaptığı her şeyi çok seviyordu. Çünkü Jimin'i seviyordu. Jimin kim miydi? Jimin, yan komşunun 5 yaşındaki küçük oğluydu. Taehyung'un da en yakın arkadaşı. Çok severlerdi birbirlerini. Taehyung büyük olmanın verdiği avantajla koruyup kollardı Jimin'i. Derdi ki ona, en değerlimsin. Jimin de gülümserdi. 'Değer' kelimesinin anlamını bilmezdi ama Taehyung söylüyorsa iyi bir şeydir diye düşünürdü. Çünkü işin içinde Taehyung varsa hep iyiydi.
Yıllar sonra aynı Taehyung olarak kalmasa bile sorun değildi. Yani, öyle sanıyordu.
"Fadime'yi Furtuna'nın kalbine yerleştireceğiz."
Furtuna köyünün kalbinden arazi alan Koçariler, kime ait olduğunu göstermek için Fadime Koçari'yi, onu koruyacak adamlarla birlikte oraya yerleştirir.
"Seninle düşmanluk etmek benim için onurdur Fadime Koçari."
İntikam yolunda atılmış her adım geçmişlerinden bir parçayı Fadime'nin önüne atıyordu. Belirsiz olan bu yolun sonu nasıl oluyor da İso'nun kalbine çıkıyordu?
"İkimizin adı aynı cümlede yan yana geçiyorsa biz bir suç işliyoruz demektir."
"Çokça günah işledin.
Favori suçun neden benim?"