"Kıvırcık saçlı katil mi ?" dedi. İri siyah gözleri büyürken, elleri Kıvırcık saçlarına gitti. Suratın da ki şapşal gülümsemeyle bana bakıyordu. "Evet" dedim. Bende onun gibi gülümserken. "İlla bütün katiller sert ve kusursuz olmak zorunda mi ? Bizim katilimiz Kıvırcık saçlı, sol yanağını da kocaman gamzesi olan hatta Astım hastası olan tatlı bir katil olsun" diye devam ettim. Tepkilerini ölçerken. Önce gülerek kafasını yere eğdi, ardından bana baktı. " Bu roman karakteri bana çok benziyor adı da Tuna olsun bari" dedi. Bütün muzipliğiyle. "Neden olmasın ? Hatta zeka küpü olan ve ona yardım eden arkadaşının da adı Nil olsun" dedim bilmiş bir edayla. Güçlü bir kahkahası yayıldı küçük kütüphanede. Etrafta ki bir kaç kınayıcı bakışı görmezden geldik. Eline laptopunu aldı büyük bir hevesle "O zaman başlıyorum yazmaya" dedi. Parmakları hızlıca klavyenin üstüne oynadı ve ekranı bana çevirdi. Heyecanla baktım yazan başlığa ÖLÜM OYUNU. Bu bizim ilk kitabımız olacaktı. Belki de tek. Ama bildiğim bir şey daha varsa Tuna bunun sadece bir kitap olarak kalmasıyla yetinmeyecekti.
1 part