Uzun zamandır bu pencerede unutulmuş bir resim gibiyim. Gri tonlarının hakim olduğu soluk bir resim. Yalnız gözlerde donuk bir beyaz, dudaklarda uçuk bir pembe va bakışlarda sabit bir anlam...Yağmur damla damla süzülüyor camlardan. Art arda düşen damlaları sayabilir miyim? Yada beyaz mermerler içinde uyuyan sıra sıra ölüleri. Sayılamayan çokluklar korkutuyor beni. Herşey denetimimden çıkıyor. İçimdeki ruhu kamçılayan yaraların acısını müziğe bırakmıştım ki notalar yarıda kesildi ve kendilerini çarmıha gerdiler onlarda anladılar her yaranın merhemi olamayacağını ve yine beni yalnızlığa mahkum ettiler. Yok mu beni bu yalnızlıktan kurtaracak kimse demek dahi istemiyorum. Yalnızlığın içime sinen rutubeti kendileri gibi kötü düşünceleri beraberinde alıp götürse diyorum bazen ama biliyorum ki ben her zaman yalnızlığa mahkum yalnız kalmamaya da hasret olarak yaşayacağım. "Yoksa ben gerçekten onun dediği gibi korkağın tekimiyim? " "Evet" dedi yine ukalalığını gözler önüne sererek. Hâlâ gitmemismiydi burdan? "Ama eğer gerçekten korkak bir aciz olmak istemiyorsan beni bul." deyip yanımdan ayrıldı tam kapının kulpunu aşağıya indirip gidicekken arkasından "Peki ama nasıl bulucam seni " diye sordum ürkek bakışlarla yukardan ona bakarak. "Bu benim değil seni sorunun" deyip küçümser bir bakış attı ve arkasında sertce çarptığı kapı ile beni yalnız bıraktı. Yine ve yine yalnız bırakıldım... "Asuela" adında yayınlanan ilk kitaptır. Başlangıç tarihi 21 Aralık 2017.All Rights Reserved
1 part