Bir kadın, hiç adam ve çokça tanrı.
Okuduğum bir kitapta tanrıya açıkça bencil dendiğine şahit olmuştum. Önce korkmuş, sayfayı değiştirmiş ama sonra merakıma yenik düşüp yeniden sayfaya döndüğümde istemsizce hak vermiştim ama yine de fazla umursamadım.
İşte beni yukarıda okuduğunuz iki cümle ile tanıyabilirsiniz. Merak ederim, çok korkar arkamı dönerim ama ona sahip olma hırsına karşı gelemem, severim ama parmaklarım arasında tutamadan kaybeder, yoluma devam ederim.
Ve siz de yakında bir insanın belki de en büyük korkusuna rağmen sevdiğine ve var olmuş en büyük sevgiye karşın nasıl vazgeçtiğine şahit olacaksınız.
Bu bir aşk hikayesi kahramanlarıysa, sen ve tanrı.
-Kızımı al götür hem güzel hemde bakire
Ağzım açık ona bakarken yirmili yaşlarındaki adam yanındakine işaret verip beni aldılar evden çıkmadan önce o adamın borcun kapandı bir daha karşıma çıkma dediğini duydum.Beni siyah bir arabaya bindirdiler çığlık atıp yardım istiyordum o sırada adam arabaya binip çenemden sertçe tutup yüzüme tokat yapıştırmıştı
-Kes sesini o ağzını bir daha aç bakalım ne oluyor!!
Kafamı cama döndürüp sessizce ağlamaya başladım gözlerimi açtığımda hayatımı cehenneme dönüştürücek olan o eve bakıyordum...