DAVETÇİ
  • Reads 216,393
  • Votes 12,567
  • Parts 17
  • Reads 216,393
  • Votes 12,567
  • Parts 17
Complete, First published Dec 16, 2017
Onlar...
Eğer davet edersen gelirler! Peki ya sonra?

Kabuslarla bölünmeye başlar uykuların. Artık kim olduğunu bilmediğin bir misafirin vardır. Hayal ile gerçeği ayrıştırmaz olursun kısa zamanda. Ve sen "Yeter artık" dedikçe yükselir kulağında kopan çığlıklar. Gülen yüzün maziye gömülür selasız. Uyumamak için direnirken kan çanağına dönen gözlerinde artık sadece korku ve endişe kalmıştır. Tabut kadar dar ve rahatsız olmakla suçlarsın yatağını. Ve nihayet toprak kokmaya başladığında yastığın! Onun olmuşsun demektir. 

Ve huzurlarınızda "onlara" engel olmakla görevli bir DAVETÇİ. 

Korku, Fantastik, Bilimkurgu hayranları !

Cinler aleminde soluksuz bir maratona hazırlanın !!Ciddi bir iddia ile eşi benzeri olmayan bir kurgu ile karşınızda olduğumu arz ederim.

Partlar uzun solukludur. Lütfen değerli yorumlarınızı paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.

Bu arada yazar arkadaşlara önemli bir tavsiyem var. Ateş yayınlarından uzak durun :) dostça bir tavsiyedir. Sonra ki pişmanlık fayda etmez. He ben dosyamı illa ateşe vermek istiyorum diyorsanız fırına atın. 😉😂
All Rights Reserved
Sign up to add DAVETÇİ to your library and receive updates
or
#45cinler
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
BAĞIMSIZ SAVAŞÇI by Kubragungor00
61 parts Complete
Bir orduya karşı tek başına savaşabilecek güçte biri mi? Ancak masallarda olur... Öyle değil mi? Doğa üstü bir yaratık düşmanı tek hamleyle yener ve savaş biter. Puff... Ordu yok olur. İnsanlar hiç bir şey olmamış gibi mutlu son yazarlar kitaplara. Bütün yaşananlar unutulur ve sıkıcı mutlu günler ölene kadar devam eder. Ha pardon! Masallarda iyi karakterler ölmezdi demi! Peki kimin iyi kimin kötü olduğunu yazarın belirlemesi adil miydi? Pamuk prenses masalının gerçeğini hiç okudun mu meselâ? Öyle beş on sayfada olup biteni demiyorum! Yazarın ilk yazdığı masalı diyorum. Ciltlerce süren o masalı... Hiç okudun mu? Yazarın tabir ettiği kötü cadının nasıl öldürüldüğünü bilir misin? Pamuk prensesin prensle evlenip mutluluğu tadarken üvey annesine yani Kötü Kalpli Kraliçe ye kızgın demirden ayakkabılar giydirterek ölene kadar dansetme cezası verdiğini kaçınız biliyor? Bu cezayı veren biri iyi kalpli midir? Ya da soruyu düzeltelim, bu ceza adil midir? Peki uyuyan birini öpmek ne kadar doğrudur? Masallar hiç de bildiğimiz gibi değilmiş demi? Peki şimdi ne yapmalı? Hangi rolü oynamalı? Dolunay bu yaşadığı inanılmaz hikâyenin kötü kalpli cadısı mı olmalı yoksa akılsız ve adaletsiz prensesi mi? Belki de en başından yeni bir masal yazmalı, kendi rolünü kendi oynamalı... Dolunay düşüncelerinden sıyrılıp derin bir nefes aldı ve bir masal başlatmanın heyecanı ve oynayacağı rolün korkusuyla "Ne yapmam lazım? Savaştan başka çare yok mu?" diye soruverdi Yonhi'ye. Yonhi de aynı şekilde derin bir nefes alarak "Savaşmaktan başka çare yok." dedi ve nefesini kasvetli havaya üfleyerek cümlelerine devam etti. "Daha bitmedi..." *** Fantastik bir hikayeye hoş geldin🤗 Adımlarına dikkat et, bu hikâyede her an her şey çıkabilir karşına...
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ by yildizmutlu91
105 parts Ongoing
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Elementler # 1. Krallık # 1.Takıntı # 1. Savaş # 3. Merak - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
You may also like
Slide 1 of 10
Kaçış cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
küçük ayı ve büyük ayılar cover
gecenin gündüze direnişi | texting cover
Porselen Bebek cover
Ruhsuzlar Mezarlığı  cover
BAĞIMSIZ SAVAŞÇI cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
KIZIL GECE  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

Kaçış

46 parts Ongoing

Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyun, hayvanlar için özgür olabilmek için bir umuttu. Şansları varsa avlanmazlardı, zaten şansızlarsa çoktan avlanmışlardır. İşte o ormanı Dünya, avları da biz evlenmemiş bakire kızlar olarak düşünün. Peki ya avcılar neydi? Onlar erkekler değildi, seri katiller hiç değildi. Onlar bu dünyadan değillerdi. Asırlar önce atalarımız gökyüzünün tüm sırlarını açığa çıkarmak için savaşırlarken ve yeni bir dünya arayışına girerlerken bu dünyamızın sonu oldu. Keşfedilen her gezegende yeni bir hayat aradılar ve hep şu soruyu sordular; Başka canlılar var mı? Evet, vardı. Fakat biz onları bulmadık onlar bizi buldu.