'Sana en çok ne yakışıyor biliyor musun?' Başımı hayır anlamında salladım. Neyden bahsediyordu ki?
'Sana en çok beni sevmek yakışır... Çünkü ben öyle yapıyorum.' Ağzım çoktan 'o' şeklini almışken derin bir nefes aldım. Arabanın durduğunu hissettiğimde irlikdim.
'Sen ne dediğinin farkında mısın?' Küçük bir kahkaha attı.
'Evet. Hatta şu anda seni öpmek istiyorum.' Ağzım hala açık dururken terleyen ellerimi pantolonuma sürdüm. Yanağım da hissettiğim el başımı sağa çevirdi.
'Benden utandığına inanamıyorum. Ki o kadar çok şey atlatmışken.' Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim ve başımı eğdim.
'Ahh. Hadi ama.' Bu sefer elini çeneme koyduğunu hissettim. Eğik başım yavaşça havaya kalkarken, kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissettim. 'April...' Nefesi yüzüme çarparken yutkundum. Dudaklarımda hissettiğim baskı ile olduğum yerde kas katı kesilmiştim. Ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğim hakkında hiç bir fikrim yoktu.Sadece şunu anlamıştım.
'Artık ne kadar hatırlayabiliyosam o kadar görebiliyordum.'