Alınlara çizilmiş bir kere kader, kederleriyle birlikte. Her bir keder düğümünü sıkıca sarıyor, her bir düğüm kedere gebe kalıyor acıların çiğliğinde. Kaderin kederiyle başbaşa bir kadın. Bir kadın, alnına çizileni yaşıyor. Bir kadın, acılarıyla yeşeriyor, yaralarıyla büyüyor. Bir kadın, ruhundaki dikiş tutmaz yaralarla başbaşa. Gülsevde Atay, yaralarının serzenişlerine sığınmış küçük bir kız çocuğu. Acılar, tüm bedeninde, acılar tüm benliğinde onunla yanyana. Yaralı bir kadın...Canhıraş, namıdeğer kusurlu insanlara göre. Beceriksiz, işe yaramaz, çirkin, aptal, eksik, lanetli belkide.
Ama o her şeyiyle birlikte sadece masum bir kız çocuğundan ibaretti.
O acılarının çiğliğinde büyümüş güzel kadındı.
O her yaşadığı olaydan bir ders almış güçlü bir kadındı.
Kader yazıldı, kadın ve adam evet dedi.
Bir adam geldi, her şey yerli yerinden oynadı...
Bir adam vardı, sevilmeye layık, heybetli, yakışıklı, yeşil gözlü.
Bir adam vardı, kadını kabul görmeye razı.
Bir adam dünyasını açtı kadına, dünya kadınıyla boyandı.
Kaderin cilveli kederiyle buldular onlar birbirlerini...
Herkesin bir kusuru vardır.
Yeter ki kusur kalbinizde olmasın...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."