Güzel kurgular yarım kalıyor, iyi yazarlar kayboluyor, kitaplar oylara göre değerleniyor iken, kuytu köşemden isyanla gerçeği ve doğruyu savunmaya çalışıyorum. Ağzı süt kokan bir yazar olarak, tecrübelerimi, okuyucu olarak görüşlerimi paylaşmak için buradayım. Kötü bulduğumuz kitaplar yükseliyor diye o kitapları taşlamak için değil, kitabın nasıl olması gerektiğiyle alakalı konuşmak için oturdum klavye başına. Bildiğiniz ön yargılardan arınmış olarak eleştirmeye çalışacağım sizin kitaplarınızı, anlatmaya çalışacağım nasıl okuyucu olunur yazar olmanın yanı sıra. Bazen kendi yanlışlarımı düzelteceğim, bazen kitapları öveceğim. Kitabınız nasıl olursa olsun, siz kim olursanız olun, yazmak istemekle başlar ve yazarak can bulur. Yazmak, bir kalıba sığamaz, bir kurala uyamaz. Bu yüzden, tavsiyelerim yeni doğmuş bir bebek gibidir, büyüyecektir deneye deneye. Bu yüzden, sürekli yanılacağız ve sonunda kitabımız kendi kurallarını yazacak, işte özgünlükte bu demek. Herkes farklı bir kurgu yazabilir, özgünlük bu değil. Kitabınızı dinleyin, diğerlerini değil, o zaman özgün olacaksınız. Her kitap kendini yazar, iyi yazar, onu iyi dinler ve onun istekleriyle kendilerininkini uyum içinde tutar. Ne zaman, kitap bu olmamalı dersek, orada kötü bir yazar olmayacaktır: Verilmemiş bir emek, uğraşılmamış bir kurgu ve bilgisizlik olacaktır. İyi bir kitap için dostlarım; elinizden gelenin en iyisini yapın ki kitabınız kitap olsun.
26 parts