Üzgünüm...bu hikayeye kötü bir karakter gerekiyordu.
Ve benim rolüm çalınmıştı.
***
Annelerin kızlarına çeyizi, kaderleri midir ?
O , Gülümser Taş.
Merak edilenin yanında , merak edilmeyenin ta kendisi...
Hayatındaki planları plansızlıktan öteye geçmeyen bir genç kız...
Yinede bir planı olduğunu biliyordu içten içe.
Oyuncu olmak.
Ne şöhret... ne para ne pul...
Ne de..
Işıklar altındaki o kırmızı yol...
Onun amacı yada hayali başrol kadar göze girmekte değildi.
Plansız değişimlerin aksine !
Ve daha nice.
Tavşan falı baktığı acemi ilk rolünde, dünyalar onun olmuştu ya hani ?
Birde üstüne bu anını fotoğrafa çektirip odasının duvarına astırmıştı, resmi sayılan ilk rolünü.
O içinde bulunduğu karmaşadan da habersizdi.
Nefretlerden.
Kıskançlıklardan... ihtiraslardan...içten pazarcılardan ve çevresindeki şöhret aşkı olan herkesten.Başrollerden.
Belki en sevdiklerinden vede sevmediklerinden.
Her gün binlerce unfanın nefret söylemli twitlerinden.
Spamlardan.
Kapslerden...lakaplardan.
Ve sevmek istediklerinden.
Ama en çokta...annesinden.
Yine de.... hala habersiz olduğunun zannedilmesini mi istiyordu sizce ?
Bence artık değil...
# Wattpat 'te Basrol Sensin adlı ilk hikayedir ! #
Yapay karların ortasında romantik bir akşam yemeği. Göz alıcı takım elbisesi içerisindeki yakışıklı başrolumuz , tam da tahmin ettiğiniz gibi o çok sevilen masum bakışlı saf kızımızın , normalde utancından dolayı kızarması gereken, oysa makyözün baya bir zaman uğraşıp allıkla ancak kızarttığı yanaklarına , sanki en nadide şah esere dokunuyormuş casına itinayla yaklaşırken, havada birtek o karizmatik ses duyuluyordu.
"Seni seviyorum.
Binbaşı: Bu kadar çok öfke neden küçük hemşirem
Ana: Herkese yatımızı söylüyor.
Binbaşı: yani
Ana: Biz yatmadık.
Bir adım daha yaklaşıyor, sesi kısık bir fısıltıya dönüşüyor.
Binbaşı: Evet, yapmadık. Ama birbirimizi yeterince sert ısırdık ve tam olarak bunu ima eden izler bıraktık. Herkes bizim seviştiğimizi düşünüyor, Anastasia."