Yüzüne baktım. Bir parça hayal kırıklığı yerleşmişti sıfatına. Hayal kırıklığı insanı öldürmüyor. Yalnızca yaşama azmimiz bir parça eksiliyor; başka bir şey olmuyor. Bir defa daha ayağa kalkana kadar, eskisi gibi gülmeye başlayana kadar, bir vakit daha bocalıyoruz. Sonra yara izi gibi bir şey kalıyor. Zamanla kabuk bağlıyor. Elin hep oraya gidiyor; kaşıyorsun. İnsanın diliyle eksik dişini yoklamasına benziyor. Sonra kaşımamayı, yoklamamayı öğreniyorsun.