Karşılaşmıştık sokağın birinde, benim elimde şiirlerimi yazdığım edebiyat kitabım onun elinde ise bir başkasının eli vardı. Farklıydık, benim hala onu unutamamam ve adına şiirler yazmam o ise çoktan unutup başka mevsimlerde çiçek açması."Hayat" dedim, onu gördüğümde."Hayat ne kadar umarsız ne kadar aşağılık bir şey. Sevgi ne kadar sahte başka ellerde, aşk ne kadar tehlikeli bir şair elinde. Nedenini bilmediğim yada bildiğim halde kendime yediremediğim insanlar ağlattı beni. Gözyaşlarımı onlar için harcadığıma pişman değilim, bana arkasından bakılacak bir hayat bıraktılar ve üstüne üstelik şunun haline bak dedirttiler. Helal olsun!"Arkamı dönüp ağzımdan çıkmaya hazır sözleri yuttum o gün, yazdım.
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?