"Ben bu kadar büyük bir sorumluluk alabilecek biri değilim. Bana zor gelir sürekli yanında olmaya sana morel vermeye çalışmak. Ama bu kişi sen olmasaydın geçerli olurdu bu durum. Ben hazırım, her zaman yanında olmaya her daim sana kol kanat germeye. Bir sene boyunca ailemin yapmadığı şeyi yapıp bana sahip çıktın o hastane odasında. Her gün yanı başımda böyle salya sümük ağladın,biliyorum. Bu arada ağlayınca çirkin oluyorsun. Ama olsun sen ağladığında göz yaşlarını silmek için söz veriyorum yanında olacağım. Düştüğünde kaldırmak için hep yanıbaşında olacağım. Benden bıktığında kurtulmak için dua ettiğinde kafana vuracağım. Bilmiyorum, anlamıyorum ne hissettiğimi neden böyle olduğumu. Neden yanından ayrılmak istemiyorum ya da neden senin öleceğinin düşüncesi beni bu denli korkutuyor,bilmiyorum. Belki sana olan minnettarlığımdan bu duygularım. Fakat sorun şu ki..."
Yüzünü biraz daha yaklaştırıp gözlerini kapattı,
"...kim minnettar olduğu kişiyi bu kadar öpmek için can atar ki?"
Dudakları dudaklarımı mühürlemeden önce duyduğum son şeylerdi bunlar. Beynim işlevini kaybetmiş, kulaklarım uğulduyordu. Şu an ne oluyor idrak edemiyordum bile, tek hissettiğim şey tekrardan nefes alabilmiş olmamdı.