İnsan aldığı her nefeste söner mi.. Sönmek ne kelime?
Her zerrem soluksuz kalıyor adeta.
Hayat sadist bir adam kanımca, bense asi kurbanı.
Fani aldığı her darbede güçlenir mi? Hem de hiç olmadığı kadar,
Hayallerinden vurgun yemişçesine...
Ağlarken gülebilir de, peki ya yaşarken ölebilir mi insan?
Karşısına çıkan her acıya göğüs gerip, ben buradayım derken dimdik durabilir mi?
En önemlisi de ışığı sönmüşken zifiri karanlığın en asisi, en derininde yine yeniden bir umut ışığı bulabilir mi?
Kader miydi bizi zifirilerde bırakan yoksa biz miydik her siyah olmayanı aydınlık sanan.
Her zamanki gibi algı farkı vardı işte.
Benim beyazım onun siyahı.
aydınlığım karanlığı,
yarınlarım dünleri,
kim bilir, hayallerim gerçekleriydi belki de?
Henüz 19 yaşım. Gençliğimin nirvanasında, ömrümün baharında..
Pardon yahu bahar da ne bahar!? Her fırtına sonrasını bahar sananlardanım ben de.
Trip atma zirveleri yapmam, sevişmem, içip azıtmam gereken yıllar bunlar. Benim deyimiyle blue çağı işte.
Lisede bluğ çağından siktir oluşumla blue çağına gireceğimi sanıyordüm .
Uçsuz bucaksız mavilerde savrulan özgür kuşunuz -ben- anladım ki özgürlük üniversitede değilmiş. Özgür olacagimi sandığım için blue cağı derdim ya hep.
Maviyi bırakın pembeyi bile göremedik henüz.
Genç bir kadının yeniden varoluş hikayesine hazırmısınız?
Ceylan'ın yolu ormanının kralı Aslan'la kesişmişti Aslan Karasinar'la.
Bir oyun kurulmuştu içinde masumların zarar görmesinden zerre çekinmeyen bir tilki ve masumları canı pahasına koruyacak bir Aslan vardı. Peki sizce kim kazanır bu oyunu, gerçekten kötüler her zaman kazanırmıydı?
!! Yaş farkı içerir !!