Hazan mevsimi.
Mora boyanan okyanus.
Bilinç altınızla sağlam bir düelloya var mısınız?
Görünüşte saf aşk'ın timsali olan karakterler aslında insanlığın içinde bulunduğu şarampollü durumların en keskin örnekleri olmaya geliyor.
Bu kitap kendi düzeyinin ve geçmişinde eşi görülmeyen bir karmaşa kitabıdır.
İlk başta anlamaya bilirsiniz. Saçma bulabilirsiniz, haklısınız. Ama bırakmayın okumayı çünkü zihninizin bir süre sonra siz fark etmeden bu kurguyu kabul gördüğünü hatta size hatırlatacak sorular sorduğunu göreceksiniz.
Her şey ve herkes olması gerektiği gibi görünüşte lakin hiçbir şey normal değil. Her cevap, her cümle, her an ve her karakter sizi sonuna kadar şaşırtacak, garanti veriyorum.
Şimdi beyninizin kemerlerini bağlayın ve duygularınızı iyi kullanın.
*Düzenlendi*
Evden kaçmış, sokakta yaşayan bir hırsız...
Peki bu hırsızın ailesi gerçek ailesi değilde üveyse,
Doğumda karışmışsa...
....
Önümde oturduğu yerde alttan alttan bana bakıyordu.
"Bana niye öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum?" Gözlerimin içine baktı, yanakları kızardı.
Düşündüm ciddiyetle bir kaç saniye.
"Şey gibi.."
"Ne gibi?" Yanakları daha da kızardı. Utanmıştı ama cevabımı hevesle bekliyordu.
"Enik gibi."
Bir kaç saniye sessizlik oldu.
" Öf Seren ya! Bütün hevesimin içine ettin!" Sinirle ofladı.
Kahkaha attım.
*Kapak Pinterestten alınmıştır.*