"Sen ateş bahçesisin." Diye fısıldadım kollarının arasında. "Ateş bahçesi mi?" Dedi şaşkınlıkla. "O ne?" "Sen." Dedim kollarının arasında daha da kaybolup. "Aynı ateş bahçesi gibisin. Dışarıdan o kadar güzelsin ki, insanın içine girip bütün güzellikleri tek tek görmesini isteyeceği kadar." Saçlarıma konan öpücükle gülümseyip devam ettim. "Ancak yakınına gelen yanıyor. Kül oluyor yavaş yavaş. Ama sen yanmayı göze aldıracak kadar güzelsin. Ateş bahçesi, yangınıyla güzel." Başımı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladı. "Kül olacağını bildiğin halde yanımda mısın?" "Ben seninle kül oldum ateş bahçesi. Seninle yanmaya razıyım." Güzel gülüşünü bana sunup dudaklarıma uzun bir öpücük bahşetti. Dudakları, dudaklarımın üzerinde gülümsedim. O da gülümseyip kıvrılan dudaklarımı öptü. "Bu ateş bahçesi yangınını sana bulaştırmadan seni sevecek. Söz veriyorum." 13.03.18
45 parts