Bu kurgudaki her şey hayal ürünüdür. (Karakterler, mekanlar..vs.)
Onun cenneti karanlığın içindeydi, cehennemiyse gökyüzünde zehir gibi yayılmıştı.
Bulutların gözyaşını saldığı toprak sırılsıklamdı. Bomboş sokağın ortasında ağlayan kızın yaşlarını saklamaya çalışıyordu. Unutmuştu; o kadın kızın ağladığını biliyordu.
Karanlık, insanın içine işleyecek kadar yoğundu. Unutmuştu; karanlık onun gündüzü gibiydi.
Yalvarıyordu; terkedilmenin korkusu bunu gerektirirdi çünkü.
En kötüsü de bu kız bendim. Kalbimin sevgiden arınmış bir kuyu olduğunu söyleyen bu kadına yalvarmıştım.Unutmuştu; yalvarışlarım kalbimdeki sevginin çığlıklarıydı.
Her şeyi anlamam için gördüğüm rüyadan uyanmam gerekmişti; hayallerim gerçeklerin önüne duvar örmüştü.
"Gecenin sessizliğini dinle, sana gerçekleri fısıldayacak..." demişti arkasını dönüp giderken.
Bunu söylerken hesaba katmadığı bir şey vardı, unutmuştu...
Çünkü gecenin ruhu toprağın derinliklerine gömülüydü ve ruhu gömülü olan biriyle konuşamazdınız..
Kapak için Wattpad Üçüzlerin Kapak Sayfası'na teşekkürler.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.