Bulutlardan çıkan her damlalar kapladı her yeri. Sıcak kahvem ve gönlümden çalan bir şarkı ile küçücük su damlalarını izliyorum. Sanki her damlada 'o' akıp gidiyor. Her saniye daha çok özlem çekiyorum. Mesafeler mi ? Tabiki engel olamaz. Bu kadar basit değil. Çünkü bu aşk kördüğüm olmuş. Sahi gerçekten bu kadar basit mi AŞK ? Bence değil, sevmeli insan anlayabilmek için. Ama öylesine değil , kalpten sevmeli insan. Öylesine terk etmek değil , ölümüne sevmek lazım bizlere. Evet ,ben seviyorum. Herkesten ve her şeyden çok onu seviyorum. Onu o kadar masum seviyorum ki gözlerine bakarken utanıyorum. Çünkü ona bakarken gözlerinde kayboluyorum. Bir de gurur var işte. Herkesin çok büyük gördüğü aşkını saydığı hiçe sayan bir gurur. Seviyorsan uğraşacaksın, konuşacaksın, çabalayacaksın, gurur kimseyi mutlu etmez. En büyük eksiğimizde bu işte, Çocukken büyüttüğümüz yüreğin, Büyüdükçe kaybolması... Neden bu kadar basit yaptınız bu aşkı. İnsan sevince kalbi ile sevmeli. Yoksa sizde kalp mi yok? Her neyse sadece kıymet bilin. Çünkü sevdiklerinizi ne zaman kaybedeceğimiz belli değil. Sonuçta ; Hayat kısa, Vakit az, Anlamak için kaybetmek mi gerek? Ve şarkının eşliğinde Cemal Süreyya'nın bir sözi takılır: "Belki de konuşuyordur gözlerin ; Ama ben konuşna bilmiyorum ki Sessizce biliyorum Usulca biliyorum Masumca biliyorum.... Hikaye tamamen bana aittir . Çalınırsa yasal işlemlere başvurulacaktır!!