Dostluk,
Bir elin baş parmağı gibiydi. Olmadığında eksikliğini hissettiren, olduğunda ise güvenceydi. Sevdiğiniz kişilerin yanımızda olmasını istediğimiz bu dünyada, bazen bir kahkaha, bazen bir sıcak kucak, bazende bir kaç damla gözyaşıydı dostluk. Derdinizi, derdi yapan, sizi seveni seven, nefret edenden nefret edendi. Bizim hikayemizin konusu ise tam olarak buydu. Dost neydi? Nasıl, ne şekilde, hangi durumda dost olunurdu? Biz bunların cevabını kendi aramızda çoktan vermiştik. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştığım hikayemiz sizi ne derece memnun eder bilemiyorum, fakat bizi 11 yıldır güldürüyorsa bunda bir bokluk vardır diye düşünebilirsiniz!
"Ah! H-Haris!"
"Sana o adamı unutturacağım Arel,ve yeminim olsun bu gece kendi adını bile unutacaksın." İçimde hareketleri sertleşirken gözüm dönüyordu. Gerçekten dediği gibi,beni sertçe beceriyordu.
"Şu andan itibaren bir Bakırcı'sın Arel,siktiğimin anlaşması umrumda değil, artık benimsin."
...
Haris Bakırcı &Arel Hancızade
Not; Bu hikayede +18 unsurlar vardır. Kurgudaki soy isimler,kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Ve bu bölümler öylesine yazılmıştır,yani çerez bölümler