Hiç gerçekten de deli-divane aşık bir kadın gördünüzmü?Ben görmedim.Yani gerçek hayatdan söz ediyorum.Hani şu bazen bizi oldukça içine çekip yerlerine geçmek istediğimiz,bazen de gereğinden fazla duygusallaştırıp onlar olmaktan ölümüne çekindiğimiz filmlerin,hikayelerin,romanların karakterlerinden bahis etmiyorum.Saf,gerçek hayatdan bahis ediyorum.Peki,size bir soru daha?Hiç yaradana yalvardınızmı o karakterlerden biri olmak ve ya karşınıza çıkması için."Böyle bir şey için hiç dua edilirmi?"diye soranlarınız vardır her halde.Bunu da ben cevaplayayım.Çok sordum.Bazen hayelleriniz de yaşatdıklarınızın geçekleşmesini istersiziniz,bazen monoton hayatınıza renk gelmesini,bazen ise her şeyden,her yerden kaça bilmeyi.İşte bu yüzden de o karakter olmak ister ve ya o karakterin hayatınızda olmasını istersiniz. Tabi bu konu ile alakası olmayanlar da yok değil.Diziye,filme,romana işte her neyse fazla anlam yüklemeden okur,izler ve gerçeklikten kopmassınız.İşte ben de tam olarak öyle biriydim.Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık emin olamıyorum.Hayallere teslim olmaktan korksam da onlara karşı savaşmaktanda korkuyor ve çekiniyorum. Ben gerçek hayatımdan gayet memnundum.Yaptığım ufak şımarıklıkların sonuçları dışında pek bir pürüz yoktu.Ne diye gerçeklikten kopacaktım değilmi?Değil işte.Adının hakkını veren adam yaptı bunu.Benden de pek hoşlanmadı zaten.Delirtdi,sinir etdi,çıldırtdı,ağlatdı...Manyaklaştırdı.Tamam,itiraf ediyorum manyaklık bastırmaya çalıştığım bir yanım olmasaydı bu kadar çabuk gün yüzüne çıkmazdı...