Elim kolum bağlı bir sandalye de oturuyorum, Yanımda iki adam. Tam karşımda yerde yatan bir çocuk. Savunmasız, masum, günahsız ve çaresiz... Ruhu çoktan özgürlüğüne kavuşmuş olmalıydı çünkü ölmüştü. Bir çocuğun en kötü ölüm şekliydi. Ağlamalarım, haykırışlarım ve kalkıp onu kurtarmak isteyişim boşunaydı. Sorun yok en ağırını söylemedim dahaca 'Bu ölüme ben sebep olmuştum.!' Peki ya normal midir O an ölümün tatlı gelmesi ve benim bu kadar çok ölmek isteyişim? Ama dedim ki ben bu hikayeyi hakedenlerin ölümünden sonra bitireceğim. Benim ölmeme daha çok var.