EVİN NEŞESİ
  • Reads 854,076
  • Votes 73,202
  • Parts 41
  • Reads 854,076
  • Votes 73,202
  • Parts 41
Complete, First published Jan 21, 2018
TAMAMLANMIŞ HİKAYE

Onur Boran, en önemli ulusal kanallardan birinin ana haber bülteni spikerliğinden ratingleri yerlerde sürünen bir başka kanalın sabah haberlerine düşecek kadar ne yapmıştı? İşinde büyük bir hata mı? Hayır.. Tabii ki saçma sapan özel hayatı yüzünden en güvenilir ünlüler sıralamasında son sıralara düşmüştü. Otuzyedi yaşında, mesleğinin zirvesindeyken iki olaylı boşanma ve toplam üç çocuk.. Şarkıcı ya da oyuncu olsa pek umursayan çıkmazdı ama, haber dünyası farklıydı işte.. 

Neşe Ünsal, bir yandan ikiz kızlarını büyütmeye çalışıp bir yandan kariyer peşinde koşarken darbeyi en yakınından, kocasından yiyor ve aldatılıyor. Erkek milletine hiçbir zaman güven olmaz. Bir daha asla hayatına bir erkek almayacak. Ama bu çağda hala boşanmış kadın olarak yaşamak neden bu kadar zor? 

Karma karışık iki hayat kesişince daha da karmaşık bir hal alıyor...
All Rights Reserved
Sign up to add EVİN NEŞESİ to your library and receive updates
or
#3medya
Content Guidelines
You may also like
Aşk-ı Berdel  by Meleknaz883
21 parts Ongoing
O gözlerini karanlığa açmıştı. Zerya Dinar'ın hayatı, bir gece, hiçbir şeyin aynı olamayacağı kadar değişmişti. Bir adam, canından vazgeçebileceği bir kardeşi, tüm aşiretin kaderini değiştirecek bir eyleme sürüklemişti: Mirza Dinar, Reşat Ağa'nın kızı Sare'yi kaçırmıştı. O an, Zerya'nın kalbi bir çığlık gibi atmış, hayallerinin temelleri sarsılmış, gözlerinde bir karanlık belirmişti. Bir daha hiçbir şey eski gibi olmayacaktı. Ve Ağa, tüm gücüne rağmen, içindeki bu karanlıkla boğuşmaya başlamıştı. Herkes ona güçlü, kararlı bir lider diyordu. Ama gerçekte, o bir boşlukta kaybolmuştu. Bir liderin maskesi, arkasındaki yalnızlığa ne kadar dayanabilirdi ki? Kız kardeşinin kaçışı, onurunun peşinden sürüklediği sorumluluklar, ailesinin gözünde birer yük haline gelmişti. En büyük korkusu, onurunun yitmesi değil, sahip olduğu her şeyin aslında ne kadar kırılgan olduğunun farkına varmasıydı. Evliliği, bir zorunluluktu, tıpkı taş duvarlardan örülmüş bir hapis gibi... Zerya'nın gözlerinde bir acı, bir kayıp vardı. Ama Ağa'nın kalbinde daha derin bir yara açılıyordu. O kaybolan özgürlük, onu daha da çok kıskandırıyor; her geçen gün, Zerya'nın cesurca aradığı özgürlüğü, Ağa'nın zorunluluklar içinde tutsaklığını fark etmesiyle birlikte, içindeki isyanı daha da büyütüyordu. Aşk, ruhun en yüksek melodisi... Ama nefret, onu keskin bir disonansa dönüştürüyordu. Bir yanda isyan, diğer yanda tutku... İçlerinde, birbirine karışan duygular, onları öylesine derinleştiriyordu ki, nereye gideceklerini, ne zaman patlayacaklarını kimse tahmin edemiyordu. Belki de bu, acı ve tutkudan başka bir şey değildi. Başlama tarihi =20.10.2024
KUYU (+18) by Yazar15844
8 parts Ongoing
"Dondurma istiyorum." Dedim büyük bir hevesle. O kadar uzun zaman olmuştu ki tatlarını bile unutmuşum. Yaz-kış, an farketmeksizin yiyebilirdim. Hatta Pamir'den sonra en çok sevdiğim şey dondurma olabilirdi. Göğsünde uzandığım beden kasılırken sertçe yutkunduğunu hissettim. Mırıldanırken belimdeki eli, kalçama doğru ilerledi. Pislik. Onun ne zannettiğini çok iyi biliyordum. "Dondurma mı istiyorsun sen ?" Kalçama inen eliyle hafif etimi sıkıyordu.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Onu biraz kıvrandırmaktan zarar gelmezdi. "Hımm." Diye mırıldandım. Beni bir anda yatakta döndürerek altına aldı.Küçük bir çığlığın dudaklarım arasından çıkmasına engel olamadım.Kehribarları koyulaşmıştı.İçlerindeki o arzu dolu kıvılcımları görebiliyordum. Dudaklarıma uzanacağı zaman başımı yana çevirerek göğsüne elimi yasladım. Dudakları yanağımın üstünde durdu. Onu durdurmam gerekiyordu.Çünkü bir kere başlarsa bu yataktan kalkamazdık.Dondurma krizim tutmuşken istediği iş olamazdı.Belki daha sonra ama şimdi değil. "Pislik yapma Pamir ya ! Uzun süredir yemediğim için ateşim çıkmış gibi hissediyorum.Çikolata parçacıklı,fıstıklı ve vişneli istiyorum. Hepsini. Bütün çeşitlerinden istiyorum." İçim gide gide çeşitleri sayarken sanki gözlerimin önünde canlanıyordu yiyeceğim an.Ağzımın suyunun akıyor olmasından korkuyorum.Sessiz kaldığında yüzüne baktım. Bozulmuş bir ifadesi vardı ama bunun sahte olduğunu biliyorum. Tatlı tatlı gülümseyip yanağına uzunca dudaklarımı bastırdıktan sonra gözlerimdeki çocuksu ifadeyle hâlâ kıvılcımlar saçan kehribarlarının içine baktım. "Alacak mısın?" Yüzümü birkaç saniye inceledikten sonra içli bir nefesi ciğerlerine çekerek dudaklarıma kısa ama etkisi büyük bir öpücük bıraktı. Başını ağır ağır salladı ardından. "Peki alırım.Ama ateşini diğeri daha
You may also like
Slide 1 of 10
Aşk-ı Berdel  cover
Yılanın Kızı  cover
Sabır Vaktine Esirdir / Texting cover
SEKS HİKAYELERİ  cover
KIZIL  👑  cover
Takıntı cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
KUYU (+18) cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover

Aşk-ı Berdel

21 parts Ongoing

O gözlerini karanlığa açmıştı. Zerya Dinar'ın hayatı, bir gece, hiçbir şeyin aynı olamayacağı kadar değişmişti. Bir adam, canından vazgeçebileceği bir kardeşi, tüm aşiretin kaderini değiştirecek bir eyleme sürüklemişti: Mirza Dinar, Reşat Ağa'nın kızı Sare'yi kaçırmıştı. O an, Zerya'nın kalbi bir çığlık gibi atmış, hayallerinin temelleri sarsılmış, gözlerinde bir karanlık belirmişti. Bir daha hiçbir şey eski gibi olmayacaktı. Ve Ağa, tüm gücüne rağmen, içindeki bu karanlıkla boğuşmaya başlamıştı. Herkes ona güçlü, kararlı bir lider diyordu. Ama gerçekte, o bir boşlukta kaybolmuştu. Bir liderin maskesi, arkasındaki yalnızlığa ne kadar dayanabilirdi ki? Kız kardeşinin kaçışı, onurunun peşinden sürüklediği sorumluluklar, ailesinin gözünde birer yük haline gelmişti. En büyük korkusu, onurunun yitmesi değil, sahip olduğu her şeyin aslında ne kadar kırılgan olduğunun farkına varmasıydı. Evliliği, bir zorunluluktu, tıpkı taş duvarlardan örülmüş bir hapis gibi... Zerya'nın gözlerinde bir acı, bir kayıp vardı. Ama Ağa'nın kalbinde daha derin bir yara açılıyordu. O kaybolan özgürlük, onu daha da çok kıskandırıyor; her geçen gün, Zerya'nın cesurca aradığı özgürlüğü, Ağa'nın zorunluluklar içinde tutsaklığını fark etmesiyle birlikte, içindeki isyanı daha da büyütüyordu. Aşk, ruhun en yüksek melodisi... Ama nefret, onu keskin bir disonansa dönüştürüyordu. Bir yanda isyan, diğer yanda tutku... İçlerinde, birbirine karışan duygular, onları öylesine derinleştiriyordu ki, nereye gideceklerini, ne zaman patlayacaklarını kimse tahmin edemiyordu. Belki de bu, acı ve tutkudan başka bir şey değildi. Başlama tarihi =20.10.2024