Ciğeri kanamış dünyada kirpiklerini sayarken acılarını avuçladığım küçük bir çocuk var. Ben ölümün bağrında sancırken, bağrında ölümü sancıtan bir adam var. Bir adam var, zihninin lav gölü fokur fokur cinayet kaynayan. Ve bir çocuk var, zihin okyanusunun omurgasında attığı kulaçlar ruhunu tırmalayan. Çocuk baktıkça ölünesiydi. Adam öldükçe dirilesi. Mezarlıklar küstü bu çelişkiye. 'Dinle beni, Kaburgalarımdaki morluklar, zihnimdekilerden kuvvetli değil. Bu intihar değil. Bu senin avuçlarındaki kızıl mabed. Bu delilik. Bu çılgınlık.'