Sana Baştan Başlamak
  • Reads 744
  • Votes 17
  • Parts 4
  • Reads 744
  • Votes 17
  • Parts 4
Ongoing, First published Jan 23, 2018
Mature
Pencereden giren güneş ışığının yüzüme vurmasıyla uyandım. Bir yandan gözlerimi ovuştururken bir yandan da odadaki kıpırtıları algılamaya çalışıyordum. Sonunda gözlerimi açabildiğimde biraz doğrulup, onun eşyalarını toparlamaya çalıştığını gördüm.  Odanın içinde bir sağa bir sola gidip duruyordu. Neden bu kadar telaşlı olduğunu anlayabilmiş değildim. 
-Ne yapıyorsun bu saatte? Bu telaşın ne?
+Bir şey yok sen uyu.
-Sen böyle odanın içinde dolanırken nasıl uyuyabilirim?
Cevap vermemişti. Hala toparlanmaya devam ediyordu. O sırada yerde bulduğu tişörtünü üzerine giymeye çalışırken omzunda tırnak izlerimi gördüm ve gülümsedim. Suratımda oluşan anlamsız gülümsemenin sebebini merak etmiş olmalı ki:
+Ne oldu? Neye gülüyorsun? diye sordu.
-Bir şey yok sen işine bak dedikten sonra kafamı tekrar yastığa koyup gözlerimi kapattım. Çıkmak için odanın kapısını açtı ve yine o sevimsiz sesiyle "Görüşmemek dileğiyle" diyerek usulca koridorda uzaklaştı. Bu artık aramızda klasikleşmiş veda cümlesiydi. Ne zaman böyle bir gece geçirsek sabahında duyduğum o klasikleşmiş veda cümlesi. 
Yine klasik bir sabah yaşanmıştı Asya için ama bu sefer Ozan'ın neden bu kadar acele ettiğine anlam verememişti. Asya ve Ozan çok sıra dışı bir çift değildi. Yine de aralarındaki bu bağ Ozan'ın hayat hikayesini Asya'ya baştan yazdıracaktı...
All Rights Reserved
Sign up to add Sana Baştan Başlamak to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
You may also like
Slide 1 of 10
EMANET cover
Dönüm Noktası  cover
BANA KENDİMİ VER cover
BERDEL cover
Bir Bebek Özleminde cover
KOMİSERİM (Abimin Arkadaşı) +18 cover
EKSTREM cover
orenda +21 cover
NE MÜNASEBET - Yarı texting cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover

EMANET

51 parts Complete

Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi