Bu hikayede olaylar ve duygular dışında her şey tamamen hayal ürünüdür. Ya da tamamen hayal olmasını umduklarımın.
Şansızlık, türlü talihsizlik, daha ne kadar kötü olabilir lafı ağızdan çıkmayagörsün daha kötüsünün oracıkta bittiği, bu kadarı da olamaz denilenin olduğu, evrene gönderilen mesajların tek tik kaldığı, "mesajımı görünce beni ara"daki mesajların görülmediği, 0 cevapsız çağrılı, azıcık soğanlı, ne bulunduysa içine tıkılmış, anlatılırken tadı patates köfte, yaşanırken çürük yumurta kokulu görüntüsü menemen gibi bir hikaye bu. Ve aradığını bulamayanlara, sevip de kavuşamayanlara, yüzüne tonlarca cilt bakımı yaptığı halde yaşamının en güzel olduğu gününde bile dikkat çeken alnındaki o koca sivilcesinden kurtulamayanlara, dedikodu dinlerken telefonun şarjı bitenlere, WhatsApp grubundaki kavganın en ciddi anında yazım hatası yapanlara, mutluluğa alerjisi, hüzne mıknatısı olanlara adanmış bir hikayedir.
Bunu komik bir hikaye mi sanıyorsunuz? Yaşarken pek öyle değildi. Okurken siz de zamanla anlarsınız.
Ve başlamadan önce uyarmadı demeyin, bu hikayede mutlu son yok. En azından ben hiç yaşamadım.
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim
"Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sınıfın olduğu bir partide...?
Alin'in gözyaşları yüzünden şelale gibi akıyor bir tanesi inmeden diğer gözyaşı onu yetişiyordu
"Boşuna ağlama ben senin annenin ameliyat masraflarını ve 1 senelik yurt dışı masraflarını karşılayacağım babanla birlikte orda rahat olacaklar sende bunun karşılığında 1 sene ben ne dersem onu yapacaksın altıma gir desem girecek her isteğimi yerine getireceksin ve emin ol yatakta hiç nazik değilimdir" pis pis sırıtır
Alin karşısında ki adama nefretle bakar bu bir sene nasıl geçecekti...