Yere çöktü. Hayatını kaybetmişti o. Kalbinin, hayatının sahibini, yaşama sebebini kaybetmişti o. "Ne demek Amerika'ya gitmiş!? Nasıl yapabilir böyle bir şeyi? Nasıl!?" Duvara yumruk atmaktan elleri parçalanmıştı artık ama kalbinin acısı o kadar fazlaydı ki ellerindeki acı kalbinin acısı yanında hiç bir şeydi. "Bulun onu bana. Bulun..bulun onu bana... Ben onsuz bir hiçim..." დ.დ.დ.დ.დ.დ.დ "Sen beni bıraktın. 4 yıl boyunca yaşayan bir ölüydüm ben. Şimdi neden döndün?" Gözlerinde o kadar çok duygu vardı ki. Ama en yoğun olanları üzüntü ve nefretti. "Gitmek zorundaydım. Bizim için." "Bizim için mi? Eğer bizi, beni düşünseydin gitmezdin. Sen benden giderek bizi öldürdün." "Yapma böyle lütfen..." "DEFOL! 4 YIL ÖNCE NASIL GİTTİYSEN YİNE GİT! " Diyebileceği birşeyi yoktu genç kızın. Çünkü haklı olduğunu biliyordu. İçinden söz verirken onu orda bırakıp gitmekten başka çaresi yoktu. 'Sana söz veriyorum. Seni o karanlıktan kurtarıp 'bizi' tekrar dirilteceğim. Aşkım üzerine söz veriyorum.'