Pembe Kapaklı Günlük
  • Reads 482
  • Votes 89
  • Parts 7
  • Reads 482
  • Votes 89
  • Parts 7
Ongoing, First published Jan 28, 2018
Yazar olmak isteyen ve kendince farklı yöntemler deniyen Gülfem'in hikâyesi.
Bu yolculuk da  Gülfem'e eşlik eden hüzünlü gözler ile bakan Süheyla teyzenin hikâyesi...

İki hayatin birleşimi ile ortaya sunulan bir hikâye.
Belki basit bir hikâye olur, belki duygu yüklü olur, belki çok sevilir, belki de hiç sevilmez yazacağım bu hikâye... bilinmez.
Hep beraber okuyarak öğreneceğiz.
~~~~

O gözlerdeki hüznü bir ben mi görüyorum, o hüzünlü bakışlara bir benim mi gözlerim ulaşıyor, o eksik pırıltıyı bir ben mi fark ediyorum, o ezilmiş hali bir benim mi içimi acıtıyor, o insanlardan kaçışı bir benim mi dikkatimi çekiyor, o yalancı gülümsemeye bir ben mi inanmıyorum, herkes sahici olduğunu mu düşünüyor herkes inanıyor mu ya da görmezden mi geliyorlar. Oysaki bilseler ruhundaki derin acıyı, kendi ile yaşadığı kavgayı, kalbinin bu dünya içinde ezildiğini büzüldüğünü ne yaparlardı. 

O acı ki bitmeye sebep oluyor, o acı ki beden de ruhun daracık kalmasını, o bedenin içine sığamayışını sağlıyor 
Dudaklarda isyan seslerini yükseltiyor ve kaçış olmuyor o acı ki tarif edilmez bir duygu...
~~~~

Özür dilerim Süheyla teyzeciğim bana hissettirdiğin duygulardı bunlar. Kendimi alıkoyamadım aklımdaki seni satırlara yerleştiriverdim. Belki tam belki eksik. Acını, biçare kalemimin tarifi ancak bu şekilde yetti biliyorsun acemiyim ve biraz da genç, bu şekilde tarif edişime kızma teyzeciğim biliyorum aslında beni çok seviyorsun sen de biliyorsun ben de seni çok seviyorum.

Süheyla teyzeciğinin Gülfem'i


Pembe yapraklı satırlara 
sıkıştırılmış duygular...
Süheyla.

31/01/2018
All Rights Reserved
Sign up to add Pembe Kapaklı Günlük to your library and receive updates
or
#4süheyla
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
SARRAF cover
AMARİS cover
İMDADIM cover
MAZHAROĞULLARI cover
SAKA VE SANRI cover
Kara Gül  cover

GECENİN İZİ

35 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....