Kafamı dayadığım camdan yola bakarken birden içime oturdu geçmişim.. Çok değil bir sene öncesinde nasılda bambaşkaydı her şey… Sevdiklerime veda etmek zorunda kalmış Arda’mla baş başa kalmıştık.. Şimdi her şeyden habersiz yepyeni bir dünyanın kollarına kucak açmış İmkansızıma doğru savruluyordum… ******* “ Efendim” “Burçin, ben Hasan” “ Evet, seni dinliyorum Hasan” Hasan’ın beni aramasına çok şaşırmıştım bunca aydan sonra… “ İstanbul’a gittiğini duydum. Bunu hiç beklemiyordum seninle bir kez daha görüşelim mi diyecektim ” Ona ne diyeceğimi bilmiyordum kafam çok karışmıştı. Ama yanımda oturan adamın ellerinin ne kadar sinirle direksiyonu kavradığını görene kadardı bu karışıklık. “Ben evet İstanbul’daydım ama şimdi oraya geliyorum. Yoldayım geldiğimde konuşabiliriz o zaman” Birden arabanın durduğunu yerimden sarsıldığımda fark ettim. Suat’a baktım direksiyonu kavrayan ellerinin boğumlarının beyazlaştığını görebiliyordum. Bana öyle bir baktı ki gerçekten kapıya yapışacaktım. “ O adamla görüşeceğini sana düşündüren ne?” “ Çünkü ona görüşeceğimi söyledim” “ Benimleyken onunla görüşemezsin” “Neden?” “ Ne demek neden?” “ Neden görüşmeyeceğim?” “ Çünkü ben izin vermiyorum. Anladın mı? Sana kararlarımı sorgulamadan yapmanı söylemiştim.” “ Ben tamam dediğimi hatırlamıyorum. Ayrıca şu an İstanbul’da değiliz o yüzden dediklerini yapmam gerekmiyor.” “ Değil İstanbul, uzaya da gitsek sen benim dediklerimi yapacaksın.” Aklımdaki intikam çarkları teker teker dönmeye başlamıştı. Ve işte oyun zamanı…
40 parts