Kar taneleri, tane tane saçlarıma düşerken soğuk usulca tenimi okşuyordu. Dalga sesleri hakimdi bu ıssız sokaklara. Kimsesiz bir aydınlıkla parlıyordu ay. Eski banklardan birinde öylece oturmuş, hırçın dalgaların darbelerini ve sessiz çığlıklarına şahit oluyordum. Kimsenin bilmediği, duymadığı şeyleri fısıldıyordu rüzgar kulaklarıma. Küçük oyunlarımda büyük hamleler oynuyorken gizlice, izlerini bırakıyordu hayat ruhumda. Ruhsuzca kıvrılırken dudaklarım, her zaman yaptığım gibi sadece sustum; bu geceye karşı, bu dünyaya karşı, bu insanlara hatta bu dalgalara karşı... Sadece sustum. Elleri kanlı bir katilden de bu beklenirdi. Belki bir şizofrenim, belki sorunlarım var.
Ama hayır...
Ben sadece intikam için yanıp tutuşan bir katilim.
Nedensiz değil bu suçluluğum. Nedensiz değil bu ölümler. Kalpsizim belki, belki de ruhsuz; sadece intikam için yaşıyorum.
Kardeşimin inkitamı,
Annemin intikamı,
Babamın intikamı,
Benim intikamım için yaşıyorum.
Kimim bilmiyorum, neyim bilmiyorum...
Ya da durun,
Ben;
Tehlike.
Korkuyorsanız, sayfayı kapatın.
Tehlikenin içine düşmek istemiyorsanız, bırakalım.
•TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.